Silivri’de Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ahmet Özer’in avukatlarının yaptığı tutukluluğa itiraz da ‘gizli tanıktan’ kelam edilerek reddedilmişti. Özer’in avukatlarının Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) müracaat hazırlıkları devam ederken, CHP’liler de her gün Esenyurt’ta Demokrasi Nöbeti tutuyor.
Cezaevinden avukatları aracılığıyla açıklama yapan Ahmet Özer, “Eğer saklı şahit beyanı sözümden evvel belgeye girmişse niye emniyet savcılık ve sorgu hakimliğinde zımnî şahit beyanı tarafıma sorulmadı? Şayet sonra ise zımnî şahit bugüne kadar neden bekledi?” diye sordu ve “Gizli şahit ile sonuca ulaşma gayreti Ergenekon, Balyoz ve gibisi davalardaki FETÖ taktikleridir. Açıkça görülüyor ki evvel hatalı ilan ediyor sonra da yalancı kanıt üretiyorlar, belge boş olunca FETÖ taktiklerini devreye sokuyorlar, bir iftira attırıp sonra git kendini akla mantığını işletiyorlar… Bir algı operasyonu ve prestij cellatlığı ile karşı karşıyayız” dedi.
‘GÖREVİMİZ ATATÜRK’ÜN KURDUĞU CUMHURİYETİ DEMOKRATİKLEŞTİRMEK’
“Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü her vakit olduğu üzere, hürmet ve minnetle anardık, tıpkı tutuklanmadan bir gün evvel 29 Ekim’i görkemli bir biçimde meydanlarda kutladığımız gibi” diyen Özer, ” Orada onbinlerin olduğu kalabalığa şöyle seslenmiştim; ‘Mustafa Kemal’in dediği üzere, Cumhuriyet özellikle kimsesizlerin kimsesidir. Biz de lokal yöneticiler olarak kimsesizlerin kimsesi olmaya geldik ve hatta isimlerimiz farklı olsa da soyadlarımız Türkiye.’ diyerek, birlik beraberlik ve kardeşlik bildirisi vermiştim. Sonraki gün siyasi operasyon olduğu açık bir kumpasla gözaltına alınarak jet süratiyle tutuklandım ve hukuku kullanarak seçimde alamadıkları Türkiye’nin en büyük ilçesine el koydular. Şayet bu olmasaydı yürüyüşümüz, hizmetlerimiz devam edecekti. Misyonumuz Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti demokratikleştirmektir, asıl yurtseverlik budur. Yoksa ele geçirdiği yargıyı kullanarak iktidarı otokratik biçimde kullanmak değil. Bir şafak operasyonu ile hukuka alışılmamış bir biçimde gözaltına alındım ve tıpkı gün jet süratiyle tutuklanarak cezaevine konuldum” tabirlerini kullandı.
‘SİYASİ KUMPAS OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR’
“Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atamak için evvel beni hatalı ilan etmeleri gerekiyordu sonra kendilerine nazaran kanıt üretmeye başladılar” diyen Özer, şöyle devam etti:
“Nitekim tutuklanmaya münasebet gösterilen boş ve mesnetsiz tezlere yaptığımız itiraz sonucu asliye ceza hakimliği bir evvelki münasebetlerin hepsinin tartışmalı olduğunu belirterek tutukluluğun devamını bir kapalı şahide bağladı. Görünen o ki belgede ileri sürülen argümanlar boş olunca birileri yeni delil üretmek için daha evvel Ergenekon, Balyoz üzere davalardan aşina olduğumuz FETÖ’vari itirafçı ve kapalı şahit diye bir şey icat etmişler. Artık soruyoruz: Şayet zımnî şahit beyanı sözümden evvel belgeye girmişse niye emniyet savcılık ve sorgu hakimliğinde bilinmeyen şahit beyanı tarafıma sorulmadı? Şayet sonra ise saklı şahit bugüne kadar neden bekledi? Tutuklanmamdan çabucak sonra söz vermesi manidardır. Tek başına bu durumun dahi olayın siyasi bir kumpas olduğunu göstermektedir.
FETÖ TAKTİKLERİNİ DEVREYE SOKUYORLAR
Gizli şahit ile sonuca ulaşma gayreti Ergenekon, Balyoz ve gibisi davalardaki FETÖ taktikleridir. Bunlar nasıl kamuoyunda ve hukuk önünde mahkum olmuşsa, bu yollara başvuranlar da hukuk ve kamu vicdanında mahkum olacaktır. Açıkça görülüyor ki evvel hatalı ilan ediyor sonra da yalancı kanıt üretiyorlar, evrak boş olunca FETÖ taktiklerini devreye sokuyorlar, bir iftira attırıp sonra ‘git kendini akla’ mantığını işletiyorlar. Üstelik bütün bu durumdan bizim haberimiz olmadığı halde nasıl olur da (bazı televizyon) ve kimi gazetelerde evvelce yayınlanıyor? Bir algı operasyonu ve prestij cellatlığı ile karşı karşıyayız. Bu durum açıkça soruşturmanın saklılığının ve adil yargılanma hakkının ihlalidir.”
(ANKA HABER AJANSI)